I'M ON THE BOARD (OR LINE)

``Yoksulluk, miskinlik dolu bu asagilik dunyada ilk kez bir gunes isini hayatimi aydinlatti sanmistim. Ama ne yazik, bu gunes isini pek de sureksiz bir parilti oldu; bir meteordu sanki; bana bir kadin, daha cok bir melek kiliginda gorundu. Isiltisinda kisa bir an, bir saniyelik bir zaman icin hayatin bedbahtligini gordum, azamet ve guzelligini kavradim. Sonra bu parilti pek de cabuk karanligin ucrumuna gomuldu. Hayir, bu sureksiz IsInI kendime alikoyamadim, tutamadim.''

(Sadik Hidayet, Kor Baykus)

Pureli puresiz, sureli suresiz, sabahlari sodali, tatli sozlu, bombali ve ruzgarli, cevik opuslerle yarali, kat kat giysili, kaloriferli, sobali, evli ve nisanli, gozleri intiharli, ayaklari inancli, evde kahvalti riskli ve itinali, gozyasinda yuzmek heyecanli, ic camasirlar kaygili, Cagaloglu Beykoz Taksim Bakirkoy ve Modali, banka hesaplari duyarli, din ve devlet isleri ayri, bu sahil kisin ne soguk, karli, ne guzel imtihanli, yazin civil, civik, ka^rli, kimil kimil ruhlar fitil gibi, fitilli, zaman ayarli, babadan kalma teselliye su katinca beyazlamali, neseyle bagli, kuskun ve bagimli, zil sesleri israrli, gok gurultusuyle gunes eszamanli, oldum olasi akilli, olmayacak yerde alayli, uykusuz geceleri atese atmali, rengarenk giysilerin icinde sararmis resimler sakli, gunduzler yilanli, akrepli, puslu, ugultulu, tencereler kulplu, yalanlarla bir kuyruk nice mutlu, tarih kitaplarinda kayitli, bugun yasakli, yeni fotograflar solgun, eskiler pariltili,

asktan olume giden yolda yedi kapi var, altisi kutsal, lanetli olan hep kapali,

O kapidan caliyorum.

Asagidaki bosluklari doldurunuz

soz, din, para, devlet, sanat, futbol, is, kariyer, ulke, Turk, Kurt, musluman, laik, anarsist, fasist, liberal, rocker, modern, post-modern, ev, aile, kader, istek, zeka, nese, utanc, ofke, gercek, bilgi, hayal, dusman, dost, suc, ask, olum, ahlak, zaman, ben, o"z-ben.

ALPER ZORLU
Sizofrengi, Subat 1995